Antik Yunan’dan beri insanlar şaraptan kaynaklanan baş ağrılarından şikayetçidir. Yunan filozof Celsus, şarabın iyileştirici güçlerine rağmen, baş ağrılarına da neden olabileceğini kabul ediyordu.
Celsus'un zamanından bu yana araştırmacılar, suçluyu ararken her türlü kırmızı şarap bileşiğini incelediler. Tanenler, sülfitler, fenolik flavonoidler(*) ve biyojenik aminlerin(*) tümü şüphe altında ve şu ana kadar hiçbiri net bir tetikleyici olarak gösterilemedi.
Ancak son zamanlarda araştırmacılar, şarabın, özellikle de kırmızı şarabın baş ağrıtma nedenini bulduklarına inanıyorlar. Araştırmacılar, bir veya iki bardaktan hemen sonra ortaya çıkan baş ağrılarının suçlusu olarak fenolik flavonoidler üzerinde yoğunlaşıyor.
(Ancak öncelikle bilinmesi gereken, şarap içtikten sonraki ilk üç saat içinde ortaya çıkan baş ağrısı, daha sonra ortaya çıkan akşamdan kalmalık ile aynı şey değildir.)
Scientific Reports dergisinde yayınlanan bir ön çalışma, yeni bir teoriyi gündeme getiriyor: Üzüm kabuklarında bulunan bir antioksidan maddenin, vücudunuzun alkolü nasıl işlediğini etkileyerek baş ağrısına neden olan toksik bir yan ürünün birikmesine yol açabileceği üzerinde duruyor.
Scientific Reports’ta yazan ABD'li araştırmacılar, üzüm çekirdeği ve kabuğundan elde edilen ve kırmızı şarabın rengine, tadına ve ağızda bıraktığı hislere katkıda bulunan fenolik flavonoidler üzerinde yoğunlaştıklarını açıkladı. (Kırmızı şaraplarda flavonoid seviyeleri beyazlara göre 10 kat daha yüksek olabilir, bu da onları ani baş ağrılarına neden olmaya aday hale getirir.)
Davis Üniversitesi'nden bağcılık uzmanı Prof. Andrew Waterhouse'un da aralarında bulunduğu araştırmacılar, kırmızı şaraptaki bir düzineden fazla bileşik üzerinde laboratuvar testleri gerçekleştirdi. Bu testlerde bir madde diğer bileşiklerden daha fazla öne çıktı. Neredeyse yalnızca kırmızı şarapta bulunan, quercetin adı verilen bir flavanol vücutta çeşitli maddelere dönüştürülür. Quercetin glukuronitin(*), asetaldehit'i(*) asetata(*) dönüştüren enzimi bloke etmede özellikle etkili olduğu ortaya çıktı. Bu baş ağrısı gizemini çözmenin anahtarı olabilir. Bilim adamları, kritik enzimin baskılanmasıyla birlikte kan dolaşımında toksik asetaldehitin oluştuğuna inanıyor. Asetaldehitin yüksek seviyelerde olması, baş ağrısına, mide bulantısına, yüz kızarmasına ve terlemeye neden olur.
Araştırmacılara göre duyarlı kişiler, az miktarda quercetin içeren kırmızı şarap içtiklerinde, özellikle de migrene yatkınlarsa baş ağrısı yaşayabilirler. Neden bazılarının diğerlerinden daha fazla etkilendiği belirsiz. (Enzimlerinin bloke edilmesi daha kolay olabilir veya toksik asetaldehite karşı daha duyarlı olabilirler.)
Ekip şimdi teoriyi, farklı quercetin seviyelerine sahip kırmızı şarapların baş ağrısına neden olan etkilerini klinik deneyle test etmeyi planlıyor. Sonuçlar, insanların gelecekte kırmızı şarabın neden olduğu baş ağrılarından kaçınmasına yardımcı olabilir.
Üzümler güneş ışığına tepki olarak quercetin üretir, bu nedenle Napa Vadisi cabarnetleri gibi güneş altında kalan salkımlarda yetişen üzümler diğer kırmızı üzümlerden beş kat daha fazla quercetin içerebilir. Fermantasyon, inceltme işlemleri ve yıllandırma sırasında kabukla temas da quercetin düzeylerini etkiler. Prof Andrew Waterhouse yaptığı açıklamada, yıllanmış ve kaliteli şarapların baş ağrısına yatkın kişiler için daha etkili olacağını bunun yerine ucuz kırmızıların daha az baş ağrısı yapabileceğini belirtiyor.
Londra Queen Mary Üniversitesi'nden deneysel tedavi uzmanı Prof. Roger Corder, Prof Andrew Waterhouse’un aksine anekdot niteliğindeki kanıtların, ucuz şarapların baş ağrısı açısından daha kötü olduğunu gösterdiğini belirtiyor.
Suçlu sadece Quercetin mi?
Bir fikir de bu ağrılı, zonklama hissinin sorumlusunun alerjiler olduğudur. Bazı insanlar, kırmızı şarap da dahil olmak üzere birçok fermente gıdada bulunan histaminlere(*) karşı duyarlıdır.
Şarapta bulunan bir tür koruyucu olan sülfit alerjisi de başka bir olası nedendir; ancak kırmızı şaraptaki sülfitlerin baş ağrısına neden olabileceğini kanıtlayan hiçbir çalışma yoktur. Kurutulmuş meyveler ve soya sosu gibi diğer gıdalar ise daha fazla sülfit içermesine rağmen aynı üne sahip değildir.
Hipotezlerine varmak için araştırmacılar, alkolün neden olduğu baş ağrılarının bilinen başka bir nedenini incelediler: Doğu Asya kökenli insanlarda yaygın olan ve alkol aldıklarında baş ağrısına, kızarmaya ve mide bulantısına yol açan bir genetik varyant olduğunu ortaya çıkardılar. Bu varyant vücudun alkolü işleme biçimine müdahale ederek asetaldehit bileşiğinin birikmesine yol açar.
Ancak Yale Üniversitesi Çevre Sağlığı Bilimleri Bölümü Başkanı ve alkol metabolizması uzmanı Vasilis Vasiliou, labaratuvar kablarında olanların her zaman insan vücudunda olup bitenlere yansımayabileceği konusunda uyarırken, diğer araştırmaların quercetin'in aslında alkolün neden olduğu hasara karşı vücudu korumaya yardımcı olabileceği yönünde olduğunu belirtiyor.
Görünen o ki, hipotezlerini test etmek için araştırmacıların, insanların şaraplara verdiği tepkileri daha uzun süre karşılaştırmaları gerekecek.
Bilimsel terimlerin açıklamaları:
Asetaldehit: CH3CHO formülüne sahip organik bir kimyasal bileşiktir ve bazen kimyagerler tarafından MeCHO (Me = metil) olarak kısaltılır.
Flavonoid: Birçok işlevi yerine getirmek için bitkilerde yaygın olarak bulunur. Flavonoidler, çiçeklenme için en önemli bitki pigmentleridir ve tozlanmaya yardımcı hayvanları çekmek için tasarlanmış yapraklarda sarı veya kırmızı-mavi pigmentleri üretir.
Fenolik Flavonoid: fenolik maddelerin bir alt grubunda (polifenolikler) yer almakta olup bitkilere rengini veren asıl bileşenleri kapsıyor. Hücresel faaliyetlere olan etkileriyle bilinen likopen, kateşin, resveratrol, betakaroten ve antosiyanin gibi pek çok bileşen, flavonoid grubunda yer alıyor.
Quercetin: polifenollerin flavonoid grubundan bir bitki flavonolüdür. Birçok meyve, sebze, yaprak, tohum ve tahılda bulunur; kapari, kırmızı soğan ve lahana kayda değer miktarda içeren yaygın gıdalardır. Acı bir tadı vardır ve diyet takviyelerinde, içeceklerde ve gıdalarda bir bileşen olarak kullanılır.
Biyojen aminler: amino asitlerin dekarboksilasyonu sonucunda ya da aldehit ve ketonların aminasyon ve transaminasyonu ile oluşmuş bileşiklerdir [1]. Gıdalarda oluşan en önemli biyojen aminler histamin, putresin, kadeverin, triamin, β-feniletilamin, spermidin, triptamin, spermindir.
Asetat: asetik asidin bir baz ile birleşmesiyle oluşan bir tuzdur.
Etanol: Renksiz, hafif hoş kokulu ve yanıcı bir sıvıdır. Alkollü içeceklerde kullanılan tek alkol türüdür.
Glukuronosid : Glukuronik asidin bir glikozidik bağ yoluyla başka bir maddeye bağlanmasıyla üretilen herhangi bir maddedir. Glukuronidler glikozitlere aittir.
Histamin: yerel bağışıklık tepkileri iletişiminde yer alan, bağırsaklardaki fizyolojik işlevleri düzenleyen ve beyin, omurilik ve rahim için bir nörotransmitter görevi gören organik azotlu bir bileşiktir.
Comments